Türkiye’nin, bana göre, tek heavy metal grubudur Pentagram
ya da yurt dışında bilinen ismiyle Mezarkabul. İlköğretimin son demlerine
girerken bana müzik CDlerini hibe eden amcam, bir CD’nin içerisine o güne
kadarki tüm Pentagram albümleri atmış. Tabi o zamanlar sadece Türkçe müzik
dinlediğimden, ilk albümleri olan Trail Blazer şarkılarını hiç dinlemedim.
Pentagram’a Unspoken ve Anatolia albümleriyle başladım. İlk başta sözleri için
dinlediğim şarkılar, sonradan sadece müzikleri için dinlediğim şarkılar haline
dönüştü. Dinleyenler bilecektir, Anatolia’da adı üstünde Anadolu ezgileri var.
Aşık Veysel’den Şeytan Bunun Neresinde ve Uzun İnce Bir Yoldayım’ın metal
düzenlemeleriyle, “Çağrı” filminin soundtracki olarak akıllara kazınan
müziğiyle giren 1000 In The Eastland albümün öne çıkanları olmuştu. İlk
başlarda “Satanist” grubu olarak hedef gösterilen grup, Bir şarkısıyla tüm
ezberleri bozup tabiri caizse bir dumur yaratmıştı.
Sözleri bir kenara bırakacak olursak; Pentagram adeta bir
müzik fabrikası oldu. Hakan Utangaç ve Cenk Ünnü tarafından temelleri atılan
grup, Tarkan Gözübüyük ve rahmetli Ümit Yılbar’ın katılmasıyla ilk kadrosunu
oluşturdu. İlk ciddi sahne deneyimlerini ise Moda’da bir düğün salonunda 200
kişiye verdikleri konserle yaşadılar. Kayıtlara “Efsane Moda Konseri” olarak
geçen performansın detaylarını öğrenmek için herhangi bir arama motoruna efsane
moda konseri yazmanız yeterlidir. Bu konserden sonra grup sahne
performanslarına devam etti. 1990 yılında Ümit Yılbar’ın gruptan ayrılmasının
ardından Murat Net kadroya dahil oldu ve ilk albüm olan Pentagram çıktı. Albüm
30.000 sattı ve bu bir rekordu. Albüm sonrası yurt dışı performanslarına da
başlayan grup yeniden eleman değişikliğine gitti ve Murat Net’in yerine Bartu
Topbaş ile Demir Demirkan gruba katıldı. Toptaş’ın İsveç’e gitmesi üzerine Ogün
Sanlısoy mikrofonu devraldı. 1992’de Trail Blazer albümünü çıkaran grup,
tarzını iyice pekiştirmiş ve kabul ettirmişti. O sıralar askerde olan eski
üyelerden Ümit Yılbar’ın Siirt’te teröristlerle girdiği çatışmada şehit
düşmesinin ardından, albümde yer alan “Fly Forever” şarkısı O’na ithaf edildi. Demir
Demirkan’ın Amerika’ya gitmesinin ardından uzun yıllar değişmeyecek olan vokal
Murat İlkan gruba katıldı. Demir Demirkan 2 yıllık bir aranın ardından tekrar
gruba dahil oldu ve 1997 yılında Anatolia albümü gönülleri fethetmeye geldi.
Popçular Dışarı ve Bir albümlerini arka arkaya yayınlayan grupta Demir Demirkan
artık yoktu. Onun yerine Metin Türkcan geldi. 2001’de Unspoken ile yeniden
hayranlarına merhaba diyen grup, Bu albümden sonra 11 yıl suskun kalacak olan
grup, 2007 yılında 20’nci konseri vermiş ve bunu DVD formatında piyasaya
sürmüştür. Bu esnada Ogün Sanlısoy gruptan ayrıldı ve solo olarak kariyerine
devam etti. 2010 yılında Murat İlkan’ın rahatsızlığı sebebiyle boşalan vokal
koltuğuna Gökalp Ergen oturdu ve grup Wasteland adlı bir şarkı ile 10 yıl sonra
yeniden çalışmalara başladı. 2012 yılında aralarında Wasteland’in de bulunduğu
10 şarkılık MMXII(2012) albümüyle hayranlarına büyük müjdeyi verdi. Sahne
performanslarına da yeniden başlayan grup, 25 yıllık tecrübelerini her fırsatta
konuşturmaya devam ediyor.
Sonuç olarak; Türkiye’nin en usta müzisyenlerini
barındıran/çıkartan Pentagram, çeyrek asırdır ezgileriyle bizden bir müziği
dünyaya tanıtmaya devam ediyor. Grup elemanlarının hemen hemen hepsi aynı
zamanda prodüktör oldukları için pek çok sanatçının albümlerinde imzalarını
görebilirsiniz. Ben ise onları en son 2008’de geldikleri Eskişehir’de tekrar
görmenin ümidiyle, ilgiyle izlemeye devam ediyorum. Hem Türkçe hem de İngilizce
şarkılar barındıran Pentagram albümlerini henüz dinlemeyenler varsa eğer, çok
şey kaçırmadınız dostum. Her şey bir tık ötede. Müzikli güzel günlere…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder